12 Aralık 1971 Pazar

gün gösterisi

bir sonbahar günü düşün...

yazın sıcağıyla kavurduğu ne varsa, yaza olan "daha çok yakar uslu duralım" düşüncesi yüzünden ancak sonbaharda rengini atmaya başlamış.

cennetin sararmış elbisesi gibi bir çayır olsun bu; ucu görünmeyen; başı, sonu, sağı, solu...
el değmemiş ruh mezarlığı...

düşün...

her gece parıltılarıyla karanlığı bölen ay ve yıldızlar ya da özgürlükleriyle böbürlenen kanatlılar veya heyecan uyandıran güzelliklerine rağmen herşeyin "güzellik" olmadığını soludukları havayı bırakırken canlarını da bırakarak ilan eden kelebekler değil buranın sahibi. onlar burada sadece misafir, oyuncu, arkadaş, anı kahramanları, mezar sahipleri... kendilerine tanınan sürede, kendilerine vadedilen bu alanda gösterilerini sunan hatıralar onlar.

düşün ki yıldız kayar...
ne kadar ruh varsa oynaşan, hepsi mezarına kapanır.

günse bencildir! geceyi, geceyle beraber ayı, yıldızları öldürür güneşini doğurmak için. aynı gün heveslendirir kuşları, yollarını aydınlatır terk etmeleri için bu çayırı. gün bencilce davranır; yeniler bu herşeyi, bitirir ve başlatır bu dansı, tanımadığı ruhlar salar çayırın üstüne, "tanışın" der; bencildir işte!


ve yeni güne kadar, yeni ruhlarla dans başlar.

5 yorum:

  1. güçlü metaforlar var yazınızda..bu etkileyici ve sürükleyici.. ütopik duran,insanın hayal dünyasında varlık anlamı taşıyan,ancak insanın topumsallığına uzak bir yazı.. neden bu güçlü metaforlarınızı insanın dokunulabilir gerçekliğiyle ,toplumsal varlığıyla temas ettirmeyi düşünmüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  2. güzel yorumunuz için teşekkür ederim =)

    evet yazıda benzetmeler, kılıf uydurmalar var ama benden gelebildiğince toplumsallığa değinmeye çalışan da bir yazı. tabi bu, toplumu pek takip etmediğim ya da ne biliyim pek sevemediğim için ancak bu derecede kalıyor ve durum böyle olunca soyut ya da kurgu dünyalarda yüzmek daha zevkli geliyor =)

    YanıtlaSil
  3. evet kurgusal dünyanın dayanılmaz hafifliği sizi bulutların üzerinde hissettirecek kadar uyuşturmuş durumda toplumsal gerçeğinizi..ve ayaklarınız havada iken insani gerçekliğiniz ölmek üzre..kimbilir hayalden gerçeğe ulaşmak içindir tüm çabanız..bu arada rica ederim,güzel yazınız zihnimle temas edince yazmak istedim..

    YanıtlaSil
  4. =) sevgili adsız, yazılarımı suya nereye gideceği belli olmayan taşları sektirir gibi içimden geldiğince ve birilerinin anlaması gailesi gütmeden yazıyorum, özetle içimi döküyorum ve o yüzden sizin bahsettiğiniz"toplumsallıktan" uzak kalıyor olabilir. ki bloğun başlık kısmında, bloğa girenlere uyarı niteliğinde ve bu durum hakkında ön bilgi veren bir paragrafım var =)fakat yazılarımda ki benzetmeleri daha çokyönlü düşünürseniz araya serpiştirğim "insanlık" - "toplumsallık" parçacıklarını seçebilirsiniz diye düşünüyorum =)

    size gelince, toplumun içine çok fazla takıldığınızdan bireyselliğinizi yitirmiş gibi geliyor bana; bakın adınızı bile bilmiyorum =)

    sevgiler... =)

    YanıtlaSil
  5. sevgili sasely;
    var olmak yeterlidir,isme ne hacet,hem 'sasely' ne demek..sanat kaygısı ve sosyal kabul kaygısı taşımamanız aslında toplumda henüz bilinmeyen bir sanatçı olduğunuzu gösterir kanımca..ben adsız..adlar toplumda ve bireysel dünyada kişileri öldürmüş durumda..milyarlarca ad,adsızlaşmış durumda..adsız olmak,ad kazanmanın varlıksal göstergesidir..

    YanıtlaSil