6 Aralık 1971 Pazartesi

ayna

aynanın önünde. saatlerdir oturuyor. hiç kımıldamadan.

kuyrukları uzayı delecek bir araba hareket ediyor. elini dudaklarının bitiminde gezdiriyor farkında olmadan usulca, kırmızı eldorado'nun ayak izlerinde. içindeyken radyo dinlemek yerine onunla konuşmayı yeğlediğini anımsıyor; hatta birkaç kelime yapışmış oraya ona söylemeyi unuttuğu. elleriyle dokunuyor onlara. ellerine bakıyor bakışları, elleri aynası oluveriyor uçuk renkleriyle. üstünde, kırmızı eldorado'nun jantlarına takılmış çamur lekeleri, geçtiği yollar. sol elinin üstündeki ben, eldorado'nun sol kapısına babasına belli etmeden kazıdığı yaprak...

aynanın karşısında saatlerdir. bazen daireler çizerek aklını tarayan gözleri dışında orda, hiç kımıldamadan.

liman caddesi'ndeki büyük evin terasında bağdaş kurup oturmuş bir grup çocuk. keyfi gelince seslenen martılarla, heybetiyle böbürlenen gemilerin dışında bir şeyin sessiz geceyi bölmesi bekleniyor heycanla: "bu gece bir yıldız kaymalı."

haftasına, tutulan tüm dileklerin gerçekleştiğini gördü bir çift göz, etrafı berrak ve gergin.

kenarlarda dolaşıyor gözleri. donuyor bir noktada, kararsızlıktan olsa gerek. derin birkaç hat var. kısalar. sabitler. "dileklerimiz de derindi hep, hepsi ve hepsini de görmüştüm."

aynanın karşısında, "dahalar"ı bekliyor. saatlerdir.

"... veee sonsuza kadar mutlu yaşamışlaaaarrr..."

dışarıdan bir ses tıklatıyor kulaklarını sanki bir yabancı gibi. hatırından öksürük sesleriyle atılmış ahenkli bir ses. "sonsuzluk" en sevdiği kelime diye en güzel o kısmı söylerdi, kulağına en kısık o kısım geliyor misafir sesle.

sonsuzluk...

aynanın karşısında bekliyor saatlerdir. kendinden bile çok yüz görmüş, halaysa tazecik aynanın karşısında.

korku... merak... zaman.

aynanın karşısında bunca vakit görmek istemediğini görmeye oturmuş, görüyor. kendi telaşından zamanınkini fark edememesi şaşkınlık verici; "sonsuza kadar..." diye silik mırıltı dökülüyor dudaklarından, kulağına çalınandan duyamadığı. ve daha yüksek mırıldanıyor; "sonsuza kadar..."

minik bir nem konuyor eldorado'nun ayak izine, geçtiği yolları yaşlıyor.

1 yorum:

  1. aynalar keşke zamanı öldürürken biz,aslında zamanın bizi öldürdüğünün ama farkında olmasak da bunun; yazındaki gibi sonsuzluğa uzansak, sonsuzluk bizi sarsa, biz onunla mutlu, mesut, bahtiyar olsak .."Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç" diyemesek de "daha sonsuzluk başlamadı ki "desek, sonsuzluk var da bize göstermek istemiyor mu ne iktidarını
    GNY

    YanıtlaSil