o
anki şeydi olan. yatağıma oturmuş kitap okurken, çıplak ayaklarıma takılmıştı
gözlerim. çok iyi hatırlıyorum, okuma lambasının loşluğunda odanın havası iyice
yumuşamıştı ve gölgeleri vardı. o anlık olmayan şeyse, kafamın içindeydi;
gölgeler vardı. kağıt, kalem lazımdı benden bahsetmek için.
kendimi
okumak istedim, bugün. “sayfadaki yatık yazıların ne kadarıyım?”
olamamış
işte. bitirememişim kendimi.
mevsimin
ilk karını bekleyen insanlarda doğru olmayan?
perde
aralığından akşam karanlığına baktım az önce, bir yerlere yağmur yağacak. kar
değil, yine yağmur ve yağmur ne varsa yıkayıp, temizleyecek. düşündüm
de, bir süredir gölgeleri uzatan güneşi sevemiyorum. ona sırtımı versem bile.
beyaz
olsun her taraf, benim için olsun, kimse bilmesin.