15 Şubat 1975 Cumartesi

"toprak kokusunu duyuyorlar mı?" 

eski, bazısı kırılmış, devrilmiş, kimsesiz mezar taşlarının yanında yeni mermerler, siyah dualarla ve unutulana kadar dimdik kalacaklar. aceleyle giden trenin camı alıyor onu. "gel!"diyor koku. "huzurla uyuturum seni, gel." başını çeviriyor kız, korkuyor, "henüz değil."

umut dolu şarkılarla danslar etmek var adım adım. 

aklının köşesine yapışıp kalmış anılardan onun olanlar her rüyada, karanlıkta, yazın sıcağında, kışın ayazında hortlayacak mı? öğrenmek için daha kaç kere uyumalı? büyümesi için daha kaç yalan onu tökezleyecek? acıdan kıvranmadan mavi giyebilecek mi? sorular, telaşlar, zaman; zaman, telaşlar, sorular; telaşlar... alın götürün tüm bunları, örtün toprakla!

kar soğuğuna rağmen gri şapkayı takmamıştı akşam. onundu ya da onundu, o vermişti ona, adam. taşlarda isimler ararken "artık aynalarla, duvarlarla, gri şapkayla konuşulmayacak!" diye geçirdi içinden, her kimse unutulur belki ya da taşlara yazılı isimler gibi o da zamanla seçilmez belki. adam.