4 Şubat 1972 Cuma

akşam saat...

akşam saat dokuz civarıydı, omuzlarıma yüklenen yükün ağırlığıyla sertleşmiş kar parçalarına gömüldüğümü hatırlıyorum. milyonlarca iğne silahlı kurşun askerin eriyip kaynar lavlar gibi üstümden akması... düşünebiliyor musun? altında kahrolduğum sorumluluğun gücünü hayal et.


ve her şey beklentilerin başının altından çıkıyor.


şimdi sadece susacağım.
bence sen de aynısını yapmalısın.
sessizlik fikirlerimizi ehlileştirirken, boğulmayacağımız göklerde yüzebiliriz; asla yeşil olmayan, hep mavi olan göklerde.


sokağın beli, gururun sert adımlarıyla inlerken, tehlikeli düşünceler zihnimi an an daha çok kuşatıyordu. bir gecede ilahlığa terfi etmiştim anlıyor musun? ne sert bir şaşkınlık bu, tenime değdikçe kanatan.


sığınağıma gidene kadar gördüğüm her kaldırım taşını saydığımı hatırlıyorum. sonrasındaysa, düşüncelerimi saran düşleri toplayıp kırmızı sel sularına bıraktım ve sustum.









1 yorum: