yalnızlık mevsimi bana hep fazla yoğun bir albüm gibi gelmiştir; karanlığı yoğun, tınıları yoğun, dizeleri yoğun, özgünlüğü yoğun.
yalnız şiirler ve onların onlara yakışır, ıslak ruhlara ilaç tınıları...
albümün şöyle de bir hikayesi var; kargo 97'de çıkarttıkları ikinci albümleri sevmek zor'dan sonra daha doğrusu albümdeki "şairin elinde" şarkısının popüleritesinden sonra iyi iş yapar ve plak şirketi büyük bir turne ayarlar. ama yaklaşık 35 konserlik turnenin daha başlarında turne iptal edilir; malum o dönemlerde türkiye'de rock müzik bugünkü gibi ne yaygın, ne kabul görür, ne de müzisyenleri benimsenir durumda. her neyse, ne diyordum... bizim adamlar'da turne iptal olunca istanbul'a dönecekken bir bakarlar turne otobüsü, menajer, organizatör falan hepsi gitmiş ve onlara külüstür bir otobüs bırakılmış. mecburiyetten olsa gerek dumura uğramış olarak o otobüsle yola çıkmışlar ve ciddi bir trafik kazası yapmışlar. tamam sağlam çıkmışlar kazadan ama bu kaza büyük bir değişim, içe dönüş yaratmış ve kadıköy'de bir stüdyo kiralayıp 5 ay boyunca nerdeyse ordan hiç çıkmadan mehmet şenol şişli(mşş)'nin söz(salt şarkı sözü değil bambaşka şeyler onlar) ve müzikleriyle haziran 1998'de (yanlışım yoksa 10 haziran) albümü tamamlamışlar.

-yalnızık mevsimi'nin kasedini kasetçiye sipariş etmiştim ve o almaya gittiğim günü çok net hatırlıyorum; albüme yakışır derinlikteydi gök, çıplaklığını gizlemek için bulutlara sarınmışken haline ağlıyordu ya da başka şeylere.
saat geç oldu, uykum var ama deli gibi üşenmesem tüm albümü buraya eklerim. şimdilik sadece "bukalemun"la "sürgün" burda olsun =)